2 Mayıs 2009 Cumartesi

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali



Genel Bilgi
24 Nisan 2008

Uluslararası İşçi filmleri festivali ilk olarak 2006 yılında İstabul ve Ankara'da eş zamanlı düzenlenmiştir.

Günümüzde birçok ülkeden çeşitli organizasyonların katılımı ve işbirliği ile işçi filmleri festivalleri çok sayıda ülkede düzenlenmeye baslanmıştır. İşçi filmleri festivali Japonya'da Aralık ayında, Kore'de Kasım ayında ve Latin Amerika'da her yıl farkli bir ülkenin ev sahipliğinde organize edilmektedir.

LABORFEST olarak isimlendirilen ABD'deki festival 1994 yılından bu yana her yıl 5 Temmuzda başlayan ve 1 ay süren bir işçi kültür ve film festivalidir. Festival tarihi olarak ABD'nin San Francisco kentinde, 5 Temmuz 1934'te "Kanlı Perşembe" olarak anılan ve liman işçilerinin grevini destekleyen 2 işçinin öldürüldüğü günün yıldönümü seçilmiştir.

"Laborfest Korea" olarak isimlendirilen Kore'deki festival, 1997 yılında başlamış ve bugüne kadar 8 kez gerçekleştirilmiştir. 16-21 Kasım 2004 tarihlerinde gerçekleştirilen son festivalde 6 günde 10 ülkeden 26 film gösterilmiştir.

FELCO "Latin Amerika İsçi Sınıfı Film ve Video Festivali"dir. İlk olarak, 2004 yılı Kasım ayında Arjantin'de gerçekleştirilmiştir. Bolivya, Uruguay, Şili, Meksika, ABD ve Kore'den onlarca film gösterilmiştir. 2005'de ise festivalin ikincisi FELCO-Bolivia adi ile Bolivya'da gerçekleştirilecektir.

Uluslararası İşçi Filmleri festivali
-YARIŞMASIZDIR
-BİLETSİZ ÜCRETSİZDİR
-SENDİKALAR ve DEMOKRATK KİTLE ÖRGÜTLERİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLMEKTEDİR
-AYNI ANDA 3 ilde birden başlayan ve süren tek ve işk festivaldir.
-Anadoluda 15 den fazla ilde festival tekrarlanmaktadır

-------------------------------------------------------
Büyüyen Bir Eğride ve Ağda İşçi Filmleri Festivalleri-Steve ZELTZER

İşçi filmleri festivallerinin gelişmesi, işçilerin dikkatlerini dünyanın dört bir yanından yüzlerce ülkede yaşanan mücadelelere çekiyor.
Festival fikri, işçilerin kültürlerinin, tarihlerinin ve deneyimlerinin çoklu medya aracılığıyla kurumsal bir biçimde anlatılmasına duyulan ihtiyaçla ortaya çıktı. İşçiler her alanda, özelleştirme politikalarıyla, kadrolaşmayla, savaşla, ırkçılıkla ve sendikal örgütlenmelerinin engellenmesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Kapitalistler ve onların kontrol ettiği hükümetler, işçilerin mücadelelerinin diğer ülkelerdeki mücadelelerden yalıtılmış ve umutsuz bir mücadele olduğunu propaganda etmeye çalışıyorlar. Türkiye’de ve dünyada, az sayıda insan tarafından yönetilen bir sistemin propagandasını yapabilmek için medya ve basın önemli bir araç olagelmiştir. Bu sebeple, festival düzenleyicileri için sadece bir ülkedeki değil dünyadaki tüm işçiler için zararlı olanların, aynı zamanda dünya çapında çevreye de zararlı olduklarını anlatmak ve bu insanların bilgi akışını engelleme çabalarına da karşı çıkmak önemli.
İlki 1994’te yapılan işçi filmleri festivali, internetin ve yeni iletişim araçlarının gelişmesinden önce ortaya çıkmış olsa da, aslında bu yeni iletişim araçlarının festivallerin kitleselleşmesine olan katkısı da net bir biçimde önümüzde duruyor.
İşçi filmlerinin ve işçi sınıfını konu alan videoların uzun hikâyeleri vardır. Aslında işçiler ve sendikaları emek mücadelelerini konu alan bu filmleri neredeyse sinemanın ortaya çıkışından beri kullanıyorlar. Tabi ki bu ilk filmlerin birçoğu kayıp ya da yaygın bir biçimde dağıtılması engellenmiş durumda. Almanya’da Hamburg tersanesindeki işçilerin 1896’daki genel grevini konu alan “Bruder” –Brother filmi, Hitler rejimi tarafından 1929’da yok edilmişti. Daha sonra bu film Moskova’daki arşivlerde Alman arşivciler tarafından yeniden keşfedilmişti.
Faşist hükümetin bu film ve diğer bir çok tarihi veya işçi mücadelelerini konu alan filmleri yok etme ihtiyacı ilginç değil. Çünkü işçi sınıfının gerçek deneyimlerini gösteren filmler, işçilerin kendi tarihlerini ve dünya işçi sınıfının geçmişini öğrenebilmeleri için güçlü bir araç olarak kullanılabilir. Polisin Seul ve Kore’deki ilk festivalleri izinsiz filmler gösterdiği bahanesiyle tehdit etmesi, festivalin ileriye doğru evirilmesine ve uluslar arası bir karakter kazanmasına sebep oldu.
Aralık başında Osaka ve Tokyo’da düzenlenen Japon İşçi Filmleri Festivali, emekçilerin kendi kameralarıyla kendi emekçi medyalarını yaratmalarına bir destek oluşturmuştu. Festival süresince 3 dakikalık videoların katıldığı bir yarışmaları vardı ve yarışmayı kazananların çektikleri filmler hakkında üç dakika boyunca konuşma şansı vardı. Bu festival bir yandan Kore’deki işçi hareketinden festivale davet edilen Koreli müzisyen işçiler ile dayanışmanın güçlenmesine yardımcı olurken, diğer yandan Kore ve Japonya’da aynı şirkette çalışan işçilerin birleşmiş mücadelesinin gösterilmesine yardımcı oldu.
Japonya’daki demir yollarının özelleştirilmesine olan tepkinin yansıtılması da bu festivalin önemli özelliklerinden birisiydi. İşçi filmleri festivali fikrini ilk ortaya atanlardan biri olan ve işçi filmleri yapan Akira Matsubara, Japonya’daki demiryollarının özelleştirilmesi, bu özelleştirmenin militan sendikacılık anlayışına yarattığı etkiler ve demiryollarındaki sağlık ve güvenlik problemleriyle ilgili filmler yaptı. Bu filmi, Kore Demiryolları Sendikası, özelleştirmenin tehlikelerini ve Kore’de özelleştirme karşıtı mücadelenin yanında yer alması gereken demokratik bir sendika kurma çabasını konu alan eğitimlerinde kullandı.
Japon savaş karşıtı öğretmenlerin Japon militarizmine karşı mücadelesini konu alan “Tehdide Karşı” (Against Coercion) tüm dünyada izlenirken militarizasyonun bedelleri hakkında eğitim emekçilerini bilgilendirmek için kullanıldı. İşçi filmleri festivallerinin uluslar arası kampanyalar yaratmadaki rolü, festivalin gün geçtikçe genişlemesinde ve tüm dünyaya yayılmasında en kritik unsurlardan biri.
Festivaller aynı zamanda, ekonomik bir çökmeyle yüz yüze gelen işçilerin deneyimlerini geliştirmelerinde de rol oynuyor. Ülke çapına yayılan Arjantin İşçi Filmleri Festivali’nin merkezini, işçilerin iktidarı için verilen savaşlar ve işçilerin sınıf mücadeleleri oluşturuyordu. İşçileri iflas etmiş fabrikalardan çıkarıp emekçilerin gündemlerine yönlendiren bu filmler tüm dünyaya yayıldı. Bu festival aynı zamanda işçilerin girdikleri komitelerde en iyi olduğunu düşündükleri film için oy kullanmalarını sağladı. İşçilerin filmleri seçmek için harcadıkları bu çaba, onları festival hazırlık sürecine dahil etti. Bu festivaller, Brezilya’da ve Bolivya’da yapılıyorken, bir sonrakinin Kosta Rica’da gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Güney Afrika da, Arjantin gibi IMF ve Dünya Bankasının vahşi ekonomik yaptırımlarına maruz kaldı. Naomi Klein’ın “The Take” (İşgal) filmi Cape Town’da İşçilerin Dünya Medyası ( WWM) ve COSATU tarafından desteklenen İşçi Filmleri Festivali’nde gösterildiğinde, Güney Afrika’daki SACKED GARMENT işçilerinin de Arjantinli işçilerin yaptığı gibi fabrikalarını işgal etmesi gerektiğiyle ilgili heyecanlı bir tartışma başladı.
Bu festivallerin bir diğer özelliği ise, işçi sınıfının müziğinin bu festivallerde kullanılması. Göçmen koroları, emekçi şarkıcılar ve müzisyenler de festivalin önemli unsurlarından. Arjantin’de Rus işçi sınıfından yönetmenin çektiği Potempkin’in gösterimi süresince, işçilerin kullandığı öğütücüler, zincirler ve diğer araçların yer aldığı özel bir gösteri düzenlendi.
Danimarkalı işçi müzisyenlerin temsilcileri geçen yıl San Fransisco’da düzenlenen işçi filmleri festivaline katılmaları ve geleneksel tekne gezintisinde müzik yapmaları için sendikaları tarafından desteklendi. Şu anda ise Danimarka’da festival için çalışıyorlar.
Festivallerin daha çok yayılmasında anahtar unsurlardan birisi de internetin işçi filmlerinin ve emek haberlerinin yayılımına olan katkısı. Yeni ve geliştirilmiş yazılımlar sayesinde farklı dillerden çeviri yapıp filmlere altyazı koyabiliyoruz. Bu da işçi filmlerinin küresel bir biçimde yayılımı kolaylaştırıyor. Youtube gibi siteler ise gün geçtikçe daha fazla emekçi tarafından mücadelelerinin internette yayınlanabilmesi için kullanılıyor. Kaliforniya Hayward’ta grev yapan öğretmenler, günlük grevlerini bile İngilizce ve İspanyolca’ya çevirip “Kızgın Yorgun Öğretmenler grubu” (AT&T) adlı müzik grubunun parçaları eşliğinde yayınlayabiliyorlar.
Emekçilerin mücadelelerini tüm dünyaya farklı dillerde gösterebilmeleri, uluslar arası eylemler ve işçi medyası oluşturabileceğimiz anlamına geliyor. İşçi videolarının, müziklerinin ve fotoğraflarının dünyanın her ülkesinden paylaşılabileceği uluslar arası bir işçi medya ağı (ILMN) oluşturulması planları yapılıyor.
İşçi filmleri festivalleri, işçilerin eğitimini, dayanışmasını ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki işçilerin eylemlerini geliştirmemize yardımcı olduğu çok açık.

Steve Zeltzer
Laborfest
San Fransisco
http://festival.sendika.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder